askere gitmeden biraz para tutmuştum elimde, askere gidişim gecikince, askerden sonraya attığım planları biraz öne çekerek kendime bir macbook aldım.
çevrem pek yakıştıramadı macbook'u bana (beyaz ve 13" de kendisi, bende 103 kilo olmuştum en son, neyse askerde vericez inşallah kiloları)
bazı bazı yorumlar oldu:
- ne oldu özgür yazılım?
- steve jobs'un köpeği olmuşsun diyorlar.
- top bilgisayarı oğlum bu!
günah çıkarmam gerekirse neden macbook diye sorarsanız:
1 - merak
2 - rahat etmek
3 - "donanımın yazılımla birlikte satılması" hareketine "özgür yazılım" kadar sıcak bakıyorum ve her zaman propogandasını yapabirim.
açıkcası açık kaynaklı masaüstü ortamlarının esin kaynağı olan bir sistemi görmek ve kullanmak istedim, birçok sağlam geliştiricinin kişisel bilgisayar seçimini mac'tan yana kullanması da biraz aklımı çeldi.
ikincisi artık biraz rahat etmek istiyordum, gününün yaklaşık 12 saatini bilgisayar başında geçiren bir insanım, ve açıkcası artık kendi söküğümü dikmek istemiyorum, internette fellik fellik sürücü aramak, bu monitorun en uygun horizsynci nedir acaba diye 2 saatimi harcamak, internetlerde chipset aratmak istemiyorum.
üçüncüsü apple'in işletim sistemini ayrı satmama ve işletim sistemini sabit bir donanım için geliştirme prensiplerini gerçekten çok takdir ediyorum, umarım ileride beni hayal kırıklığına uğratmazlar. açıkcası bence yazılım ve donanım birbirinden hiçbir zaman ayrılmamalıydı, bir asansör bilgisayarına program yükleme ihtiyacımız ile kişisel bilgisayarımıza program yükleme ihtiyacımız aynı olmalıydı. "ofis uygulaması mı istiyorsun arkadaşım, al sana ofis tak usb'ne calışsın", "al şurda da veritabanı kartı var bir tane" modeli bana daha sağlıklı geliyor.
sonuç olarak tüm birikmiş paramı sıfırlamasına rağmen macbook'u aldığıma hiç pişman değilim, hatta her geçen gün daha da memnun oluyorum, daha önce hiç mac kullanmamış bir insan olarak diyebilirim ki beklentilerimin çok üzerinde bir kullanıcı tecrübesi yaşatıyor.
ve en güzeli şu ana kadar ihtiyaç duyup da bulamadığım bir açık kaynaklı yazılım olmadı, hatta apt-get bile kurdum.
görsel herhangi bir konuda gerçekten üstün performans sergiliyor, video gösterimlerinde çift monitorle bilgisayara 8 takla attırsanız da video akışında en ufak bir tekleme olmuyor ve iki işlemci de %10'u bile görmüyor. çift monitor çalışma konusunda çok başarılı, taktığınız ekranı anında tanıyor ve yaptığınız ayarları her ekran için ayrı ayrı hatırlıyor.
ancak büyük bir uygulama derliyorsanız macbook'unuzun tüm ihtişamı bir anda son buluyor çünkü 5400 rpmlik diskiniz darboğaz oluşturuyor, derleme sırasında işlemcilerden biri sürekli %100'e vuruyor.
özetle işlemci-bellek dışına çıkmayan bir iş yapıyorsanız ve yaptığınız iş görüntü ile ilgiliyse macten daha iyi bir performans alabileceğiniz bir sistem olduğunu sanmıyorum.
tek dert bellek, 512 Mb kesinlikle yeterli değil, normal kullanımda 1 saat içinde boş bellek miktarı 4-5 MB'e iniyor, ancak bellek yönetimi biraz farklı olsa gerek çünkü sizi bezdirecek bir yavaşık yaratmıyor bu durum, birkaç uygulama kapatıp belleği hafifletip sistemin toparlanmasını sağlayabiliyorsunuz.
en buyuk bellek katilleri tabi ki java uygulamaları, jmeter ve itunes'u aynı anda çalıştırıyorsanız sizin için üzgünüm. java arayüz uygulamalarında tepki hızları kullandığım linux sistemlere göre oldukça iyi, ama bellek dolmuşsa yavaşlamalar başlıyor.
özetle "evet, steve jobs'un köpeği oldum", ama elinize bir mac alıp 1-2 hafta kullanmadan beni yargılamamanızı öneririm.
umarım birgün kodunu açarlar ve şu patent saçmalıklarına bir son verirler.
Perşembe, Ocak 25, 2007
evet yaptım kendime bir macbook aldım!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)